Amerikan Tanrıları |
Amerikan Tanrıları: Gölge, hırsızlık vakası sonrası üç sene hapis cezasına çarptırılmış ve cezası bitmek üzeredir. Hayatına kaldığı yerden devam etme hayalleri kurarken hiçbir şey umduğu gibi ilerlemez ve her şey, eve dönüş yolunda, uçak yolculuğu ile başlar... Yanına oturan Bay Çarşamba'nın iş teklifi ve sonrası... Hayatı, beklentileri, hayalleri bir anda değişir. O, artık koruyucu, getir götür işleri yapan bir şofördür. Gizemli adam ile birlikte gizemli yolcuklar başlar...
Amerika'yı alt üst etmeye hazır mısınız?
Her gittiği yerde farklı mitoloji ve Tanrılar... Eski ve yeni Tanrılar... Gölge'nin başına gelenler; kafasında yarattığı, sürekli düşündüğü olayların etkisi mi? Gerçek mi sanrı mı? Her şey muallak...
Neil Gaiman'dan sağlam bir fantastik, iyiydi! Beni heyecanlandıran kitaplardan oldu, kurgusu hem orijinal hem de özenle kaleme alınmıştı. Bay Çarşamba ile Gölge'nin birlikte çıktığı yolculuk gibi basit görünse de arka planda işlenen olaylar, karakterle Tanrıların ilintisi, göndermeler bir o kadar komplike ama sağlam kafa ile okunduğu takdirde tatmin edici!
Gaiman'ın verdiği emeği görmemek mümkün değil, en iyi eseri olarak görülmesi de normal! İskandinav Tanrılarından, Arap, Mısır, Haiti Tanrılarına kadar uzan farklı mitolojilerle harmanlanmıştı. Kitabın sonlarına doğru Tanrılar hakkında bilgi veriliyor hatta hangi karakterle örtüştüğüne de yer veriliyor ama bu ek kısmı öncesinde okuyup okumama kısmı size kalmış, çünkü spoiler gelebilir, en son okuduğunuz da soru işaretleri oturabilir ki bence siz de yakalarsınız, kim kim?
Sağlam bir fantastik, orijinal bir kurgu arıyorsanız, Gaiman'ın karanlık dünyası tercih edilesi, tavsiyemdir ama yetişkinler için idealdir, hem kitap hem dizi, dizisi de var evet!
Kitap Evi: Yurt dışı gezisi sonrasında kendisine miras kaldığını öğrenen kahraman ve vasiyeti üzerine şekillenen, kitap tutkunlarının kendini bulacağı bir kitap.
Biri size kitap evi vasiyet etse ne yaparsınız? Kabul mü edersiniz, red mi?
Kahramanımıza meçhul biri tarafından Dragos sırtlarında, koruluk arazinin ortasında bir kütüphane miras bırakılır ancak bir şartla; kimden geldiği ve neden o olduğu sorgulanmayacak! İkileme düşse de en niyahetinde kabul eder ve kitap evi serüveni başlar...
Gizemli adamın gizemli kütüphanesi, labirenti... Kütüphaneye giremeyen yazarlar ve kitapların esrarı, raflardaki yeri, sıralaması... Kitapların yeri, etkisi? Kitap dünyasının geleceği?
Tüm bu sorulara cevap arayan, labirenti anlamaya çalışan mirasçı... Akıcı, sürükleyici bir kısa kitap, kitapseverlerin kaçırmayacağı cinsten! Finali beni şaşırttı, beklediğim gibi değildi, umarım keyifle okursunuz.
Biri size kitap evi vasiyet etse ne yaparsınız? Kabul mü edersiniz, red mi?
Kahramanımıza meçhul biri tarafından Dragos sırtlarında, koruluk arazinin ortasında bir kütüphane miras bırakılır ancak bir şartla; kimden geldiği ve neden o olduğu sorgulanmayacak! İkileme düşse de en niyahetinde kabul eder ve kitap evi serüveni başlar...
Gizemli adamın gizemli kütüphanesi, labirenti... Kütüphaneye giremeyen yazarlar ve kitapların esrarı, raflardaki yeri, sıralaması... Kitapların yeri, etkisi? Kitap dünyasının geleceği?
Tüm bu sorulara cevap arayan, labirenti anlamaya çalışan mirasçı... Akıcı, sürükleyici bir kısa kitap, kitapseverlerin kaçırmayacağı cinsten! Finali beni şaşırttı, beklediğim gibi değildi, umarım keyifle okursunuz.
Calamity: Steelheart serisinin üçüncü kitabı. Firefight'ın, ikinci kitabın, finali müthişti, nasıl devam edeceğini çok merak ediyordum ki yine aksiyonla başladı.
Epiklerin, Calamity sayesinde ortaya çıktığını ve özelliklerini öğrenmiştik iki kitapta ama Calamity'in gizemini ise bu kitapta öğreniyoruz. Asilerle Epiklerin mücadelesi devam ediyor, amaç dünyayı Calamity'den önceki haline getirmek ama Epiklerin gücü olmadan da gerçekleştirmek çok zor hele ki bilinen gerçekler değişiyorsa!
Serinin son kitabında da aksiyon seyrindeydi, heyecanla okudum ama final, firefight etkisinden mütevellit, beklentimi karşılamadı, daha ayrıntılı, özenli, net bir final bekliyordum... devamı gelecek mi, bilmiyorum, ama isterim! Sanderson'dan okuduğum ilk seriydi, başlangıç için de ideal olduğunu düşünüyorum, bu konuda @kalemfilikitaplik da hem fikir... Severek okuyacağınız, akıcı, sürükleyici bir serüven, tavsiyemdir. Ve sıra Sissoylu serisine geldi! Herkese keyifli, iyi okumalar...
Serinin son kitabında da aksiyon seyrindeydi, heyecanla okudum ama final, firefight etkisinden mütevellit, beklentimi karşılamadı, daha ayrıntılı, özenli, net bir final bekliyordum... devamı gelecek mi, bilmiyorum, ama isterim! Sanderson'dan okuduğum ilk seriydi, başlangıç için de ideal olduğunu düşünüyorum, bu konuda @kalemfilikitaplik da hem fikir... Severek okuyacağınız, akıcı, sürükleyici bir serüven, tavsiyemdir. Ve sıra Sissoylu serisine geldi! Herkese keyifli, iyi okumalar...
Tanrı Çocuğu Korusun: Toni Morisson'un kalemini çok merak ediyordum. "Sevilen" mi "Merhamet" mi kitapları arasında gidip gelirken son kitabı, "Tanrı Çocuğu Korusun" da karar kıldım. Kitapta vurucu nokta; ırkçılık ve çocuk istismarı. Annesi dahi herkes tarafından hor görülen, istenmeyen siyah tenli, kömür karası bir kız çocuğunun makus talihine inat tüm zorlukları aşıp avantaja çevirmesi, yani bir başarının hikayesi...
Nobel ödülü alan Afro-Amerikalı yazarın kalemine diyecek sözüm yok. Hikaye duygusal, iç burkan cinsten, tercih edilesi.
Zamanın Efendisi Hugo Cabret ve Buluşu: Yetişkinlere göre güncel çocuk kitapları arıyorsanız, tam size göre! Brian Selznick hem çizimleri hem kalemi ile okuyucularına sinema keyfi yaşatmayı hedef edinmiş! Ve bence başarılıydı.
Öksüz, saat tamircisi, obsesif Hugo'nun hikayesi; Paris tren istasyonun duvarları arasında geçiyor. Birinci bölümde babasından gelen mesajı alan Hugo'nun heyecanına, ikinci bölümde ise mesajın ne anlama geldiğine, geleceğini nasıl değiştirdiğine, Fransız sinemasının tarihine tanık oluyoruz.
Hugo'nun dünyasına yolculuk keyifliydi, sıcak yaz günlerinde ise güzel alternatifti hatta okuyamama durumundaysanız önceliğiniz dahi olabilir. Öksüz, saat tamircisi, obsesif Hugo'nun hikayesi; Paris tren istasyonun duvarları arasında geçiyor. Birinci bölümde babasından gelen mesajı alan Hugo'nun heyecanına, ikinci bölümde ise mesajın ne anlama geldiğine, geleceğini nasıl değiştirdiğine, Fransız sinemasının tarihine tanık oluyoruz.
Mizanpaj, redaksiyon, illüstrasyonlar başarılıydı, iyi iş çıkartılmıştı, biz okuyuculara da tadını çıkarmak düşüyordu. Tavsiyemdir, çoğu yerde de indirimde fırsatı kaçırmayın derim. Acaba kitap kadar filmi güzel mi, izleyen var mı? Oscar ödüllerinin 5'ni toplamış da! Yazarın diğer kitabı Kutup Yıldızı'nı çok merak ediyorum! Sıra ona geldi, bakalım nasıl?
Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu: Haldun Taner diyorum, daha ne olsun! Her hikayede ayrı keyif aldım. 5 kısa öyküden oluşan kitap, adı ile aynı olan hikayeyle, Kalemdar'ın kendini aynada görüp kişnemesiyle başlıyor, basit gözüken ufak bir olay dünyanın öbür ucundakini bile etkileyebiliyor. Peki Konçinalar; iskambil kağıtlarıyla yapılan alegorik anlatım ve dahası...
Kalemi ne zor ne kolay, ama can alıcı noktalara temas, ironi çok iyiydi. Tavsiyemdir, okunmalı.
Sis ve Öfke Sarayı: İlk kitap, Güller ve Dikenler Sarayı'na, başlangıç için orta, tek düze ilerliyor demiştim, ikinci kitap Sis ve Öfke Sarayı için beklentim fazlaydı, aksiyon seyrindedir diye ümit ediyordum ama maalesef nerede?! Hayal kırıklığı, hüsran!
Neydi, ne olmuş? Arap saçına dönmüş! Ters köşe yapmak istenilmiş ama olmamış, mantık hatası fazla, bir sürü çelişki, değişen ve değişken karakterler, altı doldurulamayan fantastik olayların es geçilip aşkın, fantazilerin baskın oluşu... 640 sayfa bunun için mi?
Feyre'nin hallerini, iç seslerini okudukça hop oturup hop kalktım, başkasını eleştiriyor kendisi aynı şeyleri yapıyor! Kendisiyle o kadar çelişiyordu ki üçüncü kitapta yazar Feyre'yi öldürse çok sevinirim, o derece! Rhysand, yani Rhys gizemli kişiydi, ikinci kitaba saklanmıştı ama eh işte... medeni, seçimlere saygı duyan, baskıcı olmayan liderliğe terfi eden kişi olarak tanıtıldı. Tamlin ise çok basit harcandı, en azından ilk kitabın başkarakteriydi, gösterdiği ilgiye aşık olunulan, uğruna ölünecek adam bir anda, ne olduysa artık, baskıcı, şehvet düşkünü, hain biri oldu. Karakterler böyle iken peki fantastik kısım? Yabalama olayları, iktidar çatışmaları beni heyecanlandırmıştı ama çok kısa sürdü, çünkü esas olan yetişkinler için, +18 lik fantazilerdi.
Yazarın kalemine lafım yok, üslup akıcı ama kurgu çok vasattı, en azından seri kitaplarında gelecek kitabın bir tık önde olmasını bekliyordum ama onun da gerisinde kalmış, puanlamamın da en düşük olacağı bir, ikinci kitap.
Feyre'nin hallerini, iç seslerini okudukça hop oturup hop kalktım, başkasını eleştiriyor kendisi aynı şeyleri yapıyor! Kendisiyle o kadar çelişiyordu ki üçüncü kitapta yazar Feyre'yi öldürse çok sevinirim, o derece! Rhysand, yani Rhys gizemli kişiydi, ikinci kitaba saklanmıştı ama eh işte... medeni, seçimlere saygı duyan, baskıcı olmayan liderliğe terfi eden kişi olarak tanıtıldı. Tamlin ise çok basit harcandı, en azından ilk kitabın başkarakteriydi, gösterdiği ilgiye aşık olunulan, uğruna ölünecek adam bir anda, ne olduysa artık, baskıcı, şehvet düşkünü, hain biri oldu. Karakterler böyle iken peki fantastik kısım? Yabalama olayları, iktidar çatışmaları beni heyecanlandırmıştı ama çok kısa sürdü, çünkü esas olan yetişkinler için, +18 lik fantazilerdi.
Yazarın kalemine lafım yok, üslup akıcı ama kurgu çok vasattı, en azından seri kitaplarında gelecek kitabın bir tık önde olmasını bekliyordum ama onun da gerisinde kalmış, puanlamamın da en düşük olacağı bir, ikinci kitap.
Piyon; distopik, akıcı, yormayan bir seri arıyorsanız size göre! 17 yaşında sınava girilen, sınav sonucuna göre, I'den VII'ye kadar, insanların mühürlendiği kast sistemi üzerine şekillenen kurguda, IV'ün altında kalanlar için hayat çekilmez hatta ölümle burun burunadır, tüm yollar ise gizemli Başkayer'e gider...
Tek çocuk olayının hakim olduğu fazlalıkların "ekstra" olarak adlandırıldığı Heights'te, "Doe" soyadı ile fişlenen Kitty ve Benjy'in hikayesi... Kitty Doe, sınav sonucu, III olarak mühürlenir, görevi ülkenin en ücra köşesinde kanalizasyon temizlemektir, umudu ise bir ay sonra sınava girecek olan Benjy'nin IV olmasıdır...
Hak etmediği işaretlenme, tercih etmek zorunda kaldığı teklifle Kitty çıkmaza girer ama hem Benjy hem de kendi için reddetmesi çok güçtür. Hele ki teklif, seçimlere rağmen acımasızca hükmeden, sistemin kurucusu Hart Ailesi'nin Başkanı'ndan geliyorsa...
Nüfus kontrol sistemini yazar güzel işlemişti, tamam biraz acımasızdı ama merakımı celbetti, aksiyon seyrinde ilerledi özellikle finale doğru arttı, zorlayıcı değildi, keyifli bir okumaydı. Şu sıcak aylar için tercih edilesi...
<<< Ocak aylık rapor >>> buradan <<<
<<< Şubat aylık rapor >>> buradan <<<
<<< Mart aylık rapor >>> buradan <<<
<<< Nisan aylık rapor >>> buradan <<<
Kitapla kalalım, herkese keyifli iyi okumalar!!!
Kitap yorumlarımı @bookandcoffee__ adresimden de takip edebilirsiniz!
Goodreads: Kfenomeni
Twitter: Kfenomeni
Facebook: Kore Fenom ve Kore Fenomeni
G+ topluluk sayfamıza da bekleriz: Blog & Blogger Paylaşımları Kore Fenomeni
Piyon serisine başlamadım daha :)
YanıtlaSilAldım kitabı ama başlamadım. Fırsat olmadı.
Yazarın Tanrıça serisi çok güzeldi:)
Merhabalar bu arada :)
Ben resimde gördüğüm harry potter setlerine şuan gözü diktim :) hugo cabrette ilgimi çekmedi değil ama hp her zaman benim için 1 numaradır. :)
YanıtlaSilPiyon serisini bütün okurlara tavsiye ederim mutlaka okunması gerekiyor başarılar dilerim :)
YanıtlaSil