İlk önce çift fonksiyonlu derin dondurucunun ne demek olduğu ile başlayalım, zira i...

Çift Fonksiyonlu Derin Dondurucu

                                                       
İlk önce çift fonksiyonlu derin dondurucunun ne demek olduğu ile başlayalım, zira ilk duyduğumda ne anlama geldiğini ben de anlayamamıştım. Klasik derin dondurucular sadece “derin dondurma” yapıyor, yani içlerindeki tüm gıda ve besinleri -16 / -24 arasındaki bir sıcaklıkta depoluyor. Bunun avantajı, bu sıcaklıkta hemen tüm besinlerin kullanım ömürlerinin son derece uzun olması. Yani yazın dondurduğunuz bir gıdayı, kışın ilk günkü tazeliği ile tüketebiliyorsunuz. Ancak derin dondurma uzun süreli bir çözüm ve kısa sürede tüketmeniz gereken gıdalar için yeterince pratik değil. Aynı şekilde, su oranı yüksek besinler (karpuz, üzüm, vs.) derin dondurma işlemi için pek uygun değil, zira içlerindeki su kristalleşiyor ve gıdanın lezzeti bundan etkileniyor. Bu türden gıdalar için derin dondurucu değil, “soğutucu” kullanmak gerekiyor.

İşte çift fonksiyonlu derin dondurucu modelleri, tam olarak bu işe yarıyor. İstediğiniz zaman soğutma, istediğiniz zaman da derin dondurma yapıyorlar. Bu yüzden, kelimenin tam anlamıyla her besin türü ve her depolama amacı için uygunlar. Ancak, piyasada kaliteli bir çift fonksiyonlu derin dondurucu modeli bulmak oldukça zor. İşte bu nedenle uzun araştırmalardan sonra Uğur Soğutma’ya ait UED 7246 DTK modelinde karar kıldım. Uğur Soğutma’nın bu sektörde 60 yılı aşkın bir deneyimi var ve gerçeği söylemek gerekirse, kayda değer bir rakibi de bulunmuyor. Nitekim UED 7246 DTK’yı birkaç aydan bu yana kullanıyorum ve son derece memnun kaldığımı rahatlıkla söyleyebilirim.

Her şeyden önce, bu bir dikey derin dondurucu model. Yani görünüm ve kullanım olarak klasik buzdolaplarına benziyor. 261 litre brüt iç hacmi var ve en kalabalık aileler için bile fazlasıyla yeterli. Derin dondurma, soğutma ve sıfır derecede saklama özellikleri bulunuyor. Besinlerinizi kullanılan moda göre +3 / -24 sıcaklık aralığında depolayabiliyorsunuz. No frost özelliğine sahip olan çift fonksiyonlu derin dondurucu, aynı zamanda A+ enerji sınıfına ait, yani çok az elektrik harcıyor. Ön kapağı üzerinde bir LED ekran var ve tüm ayarları (kapağını açmaya gerek kalmadan) bu ekranı kullanarak yapabiliyorsunuz. Ben Uğur Soğutma’nın çevrimiçi mağazasını kullanarak satın aldım (https://satis.ugur.com.tr/) ancak Türkiye çapındaki bayilerden de alabilirsiniz. Bir derin dondurucu almaya niyetliyseniz, çift fonksiyonlu bu modele muhakkak bir göz atmanızı öneriyorum, kesinlikle pişman olmazsınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

insan neyle yaşar? Selam!!! Paylaştım sanıp da paylaşmamış olduğum, geciken bir yayınla geldim! Ağustos ayında okuduklarım bunlar efen...

Okuduklarım | Ağustos 2017



insan neyle yaşar tolstoy
insan neyle yaşar?
Selam!!! Paylaştım sanıp da paylaşmamış olduğum, geciken bir yayınla geldim! Ağustos ayında okuduklarım bunlar efenim:

İnsan Neyle Yaşar?
Tolstoy'un "Çetvertaya Ruskaya Kniga Dlya Çteniya" kitabında yer alan altı hikayeden derlenen bir kitap. İlk hikaye İnsan Neyle Yaşar?; insanda ne var, insana ne verilmiştir, insan neyle yaşar sorularının cevabı, baplara atıfta bulunarak okuyucuya aktarılıyor. 
İkinci hikaye Kıvılcımı Söndürmeyen Ateşi Zapt Edemez'de bir hiç için çıkan hır, 
üçüncü hikaye Mum; kötüye karşı direnme, 
dördüncü hikaye Kızlar Büyüklerden Akıllıymış; küçük çocuklar gibi olup Göklerin Eğemenliği'ne girme, 
beşinci hikaye İnsana Çok Toprak Gerekir mi?; aç gözlülük, hırs, 
altıncı hikaye İlyas ise; varlıkla yokluk üzerine. 
Tolstoy, hikayelerinde ahlak anlayışını sergiliyor, insanlık sorunlarını ince ince işliyor, tavsiyemdir, okunmalı.
alice harikalar diyarında modern klasikler dizisi
alice harikalar diyarında

Alice Harikalar Diyarında: Alice'in hikayesini hepimiz biliyoruz, modern klasikler dizisinde görünce de ayrı sevindim, yeniden okumak için güzel bir fırsattı. Harikalar dünyasında gezinmeyi özlemişim,  yaratılan dünya zaten efsane, cesur, verilmek istenen mesaj açısından da zengin, nüktedan...  Tavsiyemdir, okunmalı!

"Okuduğum masallarda anlatılanların hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini düşünürdüm, ancak şimdi bir masalın tam ortasındayım! Benim hakkımda yazılmış bir kitap olmalı, kesinlikle olmalı!"

vezir kitap yorumu
vezir

Vezir: Piyon serisinin ikinci kitabı... Piyon'a göre daha akıcı ve aksiyonu bol bir kitaptı ki finale doğru yazar şaşırttı. İkinci kitaplar ya geçiş olarak, durağan geçer ya da olaylar çözülmeye, hız kazanmaya başlar, beklentiyi katlar ve üçüncü kitap; genellikle hüsran olur, umarım bu seri öyle olmaz! Bakalım Şah nasıl olacak? Çok merak ediyorum, çünkü ikinci kitap bire göre öndeydi.
Vezir'de Kitty Doe, hakkındaki gerçekleri, maskelenme için neden seçildiğini öğreniyoruz...
Kitapta takıldığım noktalar oldu, Kitty güçlü karakter olarak yansıtılmaya çalışılıyor ama zaman zaman yok yani ve Benjy'e olan sevgisi, verdiği değer tamam ama Benjy'nin tepkileri, pasif oluşu çok vasat değil mi? Yani başkarakter olup da böylesi sinir bozucu, "keşke ölse" deyip deyip duruyorum!
Neyse... distopik kurguyu özgün bulmuştum zaten, komplike değil,  fena da ilerlemiyor, okuması da kolay, bence tercih edilesi...

vahşetin çağrısı modern klasikler
vahşetin çağrısı

Vahşetin Çağrısı: Çiftlik, ev köpeği olan Buck, gizlice satılır, kuzeye gitmek zorunda kalır ve o artık kızak köpeğidir... Sıcak iklimden soğuk iklime geçiş, tehlikelerle dolu hayat, günbegün artan vahşilik, hayatta kalma mücadelesi...
Jack London kalemi ile henüz tanışmadıysanız tavsiyemdir, merakla sayfaları çevireceğiniz bu kısa kitaptan çok şey çıkaracaksınız!

"Göçebe misali gelir eski özlemler,
Aşındırır alışkanlığın zinciri,
Uzun kış uykusundan tekrar
Uyandırır içindeki vahşiyi."


ay ışığını içen kız kitap yorumu
ay ışığını içen kız

Ay Işığını İçen Kız; Dünya Fantazi Ödülüne sahip yazar Kelly Barnhill'in, Newberry Medal Ödülü alan masalı Ay Işığını İçen kız.
Şehrin kabusu Xan adlı cadıdır, her yıl bu cadıya Kurban Günü'nde doğan en küçük bebek sunulur. Cadı bu duruma anlam veremez ve bebeklerin ölmesine razı gelmez. Onları başka bir şehre götürmek için zorlu yolculuğa çıkar. Xan bebekleri süt olmadığında yıldız ışığı toplayıp besler ama bir gün yanlışla yıldız ışığı yerine ay ışığı verdiğini fark eder. Ay ışığı ile beslediği bebeği kendi büyütmek ister çünkü "Yıldız ışığında sihir vardır... Fakat ay ışığı farklı bir hikayedir."
Masal okumaktan çok keyif alıyorum, +10 yaş olarak belirtilmişse de kurgu bence zorlayabilir, hikaye 25-30 sayfa sonra açılmaya başlıyor. Belirli yerlerde de hikaye tekrara düşüyor, sıkıldığım oldu. Kurguya lafım yok ama işleniş biraz durağandı, özellikle can alıcı nokta biraz daha detaylandırabilirdi.

kan ve gül kitap yorumu
kan ve gül

Kan ve Gül; bir Alper Canıgüz polisiyesi... Aziz, eşinden ayrılmış, bir kız çocuğu babası. Geçimini aşk romanları çevirerek sağlasa da hayali Sait Faik eserlerini İngilizceye çevirmek. Kızının gösterisini izlemeye gittiğinde başına bir şeyler gelir, ölmek üzereyken kendini yirmi yıl öncesinde bulur. Üniversite yıllarına döner, gençliğini yeniden yaşar hatta bir cinayeti çözmekle uğraşır, geçmişinde yaşadıkları hem kendisini hem de geleceğini önemli ölçüde etkileyecektir...
Canıgüz'den okuduğum ilk kitaptı ve hoşuma gitti. Konusu özgündü, nitekim "geçmişin geleceği değil, geleceğin geçmişi belirlediği" bir hikaye olarak tanımlanmıştı. Göndermeler iyi, dönem güzel aktarılmıştı, her şey kıvamındaydı, gerçekten keyif aldım ama sona doğru ikileme düştüm, bana göre kitap derindi, alternatif geçmişte Aziz'in Abdül kişiliğine bürünmesini iç hesaplaşma olarak düşündüm ki işlenmemiş cinayet olgusu, bir kara dejavu noktası buydu. @kalemfilikitaplik ile kritik ettiğimizde "peki, son sayfalar neydi?" işlenmiş, pişmanlık duyulmamış bir cinayetin gün yüzüne çıkmasıydı...
Yeri geldi şaşırdım, yeri geldi gülümsedim. Bölümlere verdiği başlıklar -Nirvana'nın Smells Like Teen Spirit şarkı sözleri- beni benden aldı. Kitabın bir artısı da benim içi sevgili @kalemfilikitaplik'in hediyesi olmasıydı, hem de imzalı!!! 
Neyse... Kısacası sevdim ve diğer eserlerini de okumak istiyorum, efenim tavsiyemdir özellikle benim gibi eserlerine başlayacaklar için iyi, güzel bir başlangıç olabilir! 


tüylü bir şeydir şu yas kitap yorumu
tüylü bir şeydir şu yas

Tüylü Bir Şeydir Şu Yas; Max Porter'ın ses getiren etkileyici kitabında "yas" işleniyor ama anlatım tekniği çok başka hele ki karga metaforu efsane!  Annesini kaybeden çocuklar,karısının ölmemiş olmasını dileyen bir baba...  Melankolik bir kara mizah... Ben sevdim, tavsiye de ederim!

"Yas tutuyor olmadıklarında insanları yavan buluyorum. Sağlıkta, felakette, açlıkta, vahşette, saltanatta veya normallikte benim ilgimi (BENİM ilgim!) çeken çok az şey var ama annesiz çocuklar çekiyor. Annesiz çocuklar saf kargadır. Duygusal bir kuş için böylesi bir yuvaya baskın yapmak olgun, zengin ve lezizdir."
Herkese keyifli, iyi okumalar...


<<<  Ocak aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Şubat aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Mart aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Nisan aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<< Mayıs aylık rapor >>>  buradan <<<

<<<Haziran aylık rapor >>>  buradan <<<

<<< Temmuz aylık rapor >>>  buradan <<<



Kitapla kalalım, herkese keyifli iyi okumalar!!!

Kitap yorumlarımı  @bookandcoffee__ adresimden de takip edebilirsiniz!

Goodreads: Kfenomeni

Twitter: Kfenomeni

Facebook: Kore Fenom ve Kore Fenomeni

G+ topluluk sayfamıza da bekleriz: Blog & Blogger Paylaşımları Kore Fenomeni


Amerikan Tanrıları Amerikan Tanrıları: Gölge, hırsızlık vakası sonrası üç sene hapis cezasına çarptırılmış ve cezası bitmek üzeredir....

Okuduklarım |Temmuz 2017

Amerikan Tanrıları kitap yorumu
Amerikan Tanrıları

Amerikan Tanrıları: Gölge, hırsızlık vakası sonrası üç sene hapis cezasına çarptırılmış ve cezası bitmek üzeredir. Hayatına kaldığı yerden devam etme hayalleri kurarken hiçbir şey  umduğu gibi ilerlemez ve her şey, eve dönüş yolunda, uçak yolculuğu ile başlar... Yanına oturan Bay Çarşamba'nın iş teklifi ve sonrası... Hayatı, beklentileri, hayalleri bir anda değişir. O, artık koruyucu, getir götür işleri yapan bir şofördür. Gizemli adam ile birlikte gizemli yolcuklar başlar...
Amerika'yı alt üst etmeye hazır mısınız? 
Her gittiği yerde farklı mitoloji ve Tanrılar... Eski ve yeni Tanrılar... Gölge'nin başına gelenler; kafasında yarattığı, sürekli düşündüğü olayların etkisi mi? Gerçek mi sanrı mı? Her şey muallak...
Neil Gaiman'dan sağlam bir fantastik, iyiydi! Beni heyecanlandıran kitaplardan oldu, kurgusu hem orijinal hem de özenle kaleme alınmıştı. Bay Çarşamba ile Gölge'nin birlikte çıktığı yolculuk gibi basit görünse de arka planda işlenen olaylar, karakterle Tanrıların ilintisi, göndermeler bir o kadar komplike ama sağlam kafa ile okunduğu takdirde tatmin edici! 
Gaiman'ın verdiği emeği görmemek mümkün değil, en iyi eseri olarak görülmesi de normal! İskandinav Tanrılarından, Arap, Mısır, Haiti Tanrılarına kadar uzan farklı mitolojilerle harmanlanmıştı. Kitabın sonlarına doğru Tanrılar hakkında bilgi veriliyor hatta hangi karakterle örtüştüğüne de yer veriliyor ama bu ek kısmı öncesinde okuyup okumama kısmı size kalmış, çünkü spoiler gelebilir, en son okuduğunuz da soru işaretleri oturabilir ki bence siz de yakalarsınız, kim kim? 
Sağlam bir fantastik, orijinal bir kurgu arıyorsanız, Gaiman'ın karanlık dünyası tercih edilesi, tavsiyemdir ama yetişkinler için idealdir, hem kitap hem dizi, dizisi de var evet!

kitap evi kitap yorumu

Kitap Evi: Yurt dışı gezisi sonrasında kendisine miras kaldığını öğrenen kahraman ve vasiyeti üzerine şekillenen, kitap tutkunlarının kendini bulacağı bir kitap.
Biri size kitap evi vasiyet etse ne yaparsınız? Kabul mü edersiniz, red mi?
Kahramanımıza meçhul biri tarafından Dragos sırtlarında, koruluk arazinin ortasında bir kütüphane miras bırakılır ancak bir şartla; kimden geldiği ve neden o olduğu sorgulanmayacak! İkileme düşse de en niyahetinde kabul eder ve kitap evi serüveni başlar...
Gizemli adamın gizemli kütüphanesi, labirenti... Kütüphaneye giremeyen yazarlar ve kitapların esrarı, raflardaki yeri, sıralaması... Kitapların yeri, etkisi? Kitap dünyasının geleceği?
Tüm bu sorulara cevap arayan, labirenti anlamaya çalışan mirasçı... Akıcı, sürükleyici bir kısa kitap, kitapseverlerin kaçırmayacağı cinsten! Finali beni şaşırttı, beklediğim gibi değildi, umarım keyifle okursunuz.

Calamity: Steelheart serisinin üçüncü kitabı. Firefight'ın, ikinci kitabın, finali müthişti, nasıl devam edeceğini çok merak ediyordum ki yine aksiyonla başladı. 
Epiklerin, Calamity sayesinde ortaya çıktığını ve özelliklerini öğrenmiştik iki kitapta ama Calamity'in gizemini ise bu kitapta öğreniyoruz. Asilerle Epiklerin mücadelesi devam ediyor, amaç dünyayı Calamity'den önceki haline getirmek ama Epiklerin gücü olmadan da gerçekleştirmek çok zor hele ki bilinen gerçekler değişiyorsa!
Serinin son kitabında da aksiyon seyrindeydi, heyecanla okudum ama final, firefight etkisinden mütevellit,  beklentimi karşılamadı, daha ayrıntılı, özenli, net bir final bekliyordum... devamı gelecek mi, bilmiyorum, ama isterim! Sanderson'dan okuduğum ilk seriydi, başlangıç için de ideal olduğunu düşünüyorum, bu konuda @kalemfilikitaplik da hem fikir... Severek okuyacağınız, akıcı, sürükleyici bir serüven, tavsiyemdir. Ve sıra Sissoylu serisine geldi! Herkese keyifli, iyi okumalar...

tanrı çocuğu korusun kitap yorumu

Tanrı Çocuğu Korusun: Toni Morisson'un kalemini çok merak ediyordum. "Sevilen" mi "Merhamet" mi kitapları arasında gidip gelirken son kitabı, "Tanrı Çocuğu Korusun" da karar kıldım. Kitapta vurucu nokta; ırkçılık ve çocuk istismarı. Annesi dahi herkes tarafından hor görülen, istenmeyen siyah tenli, kömür karası bir kız çocuğunun makus talihine inat tüm zorlukları aşıp avantaja çevirmesi, yani bir başarının hikayesi...
Nobel ödülü alan Afro-Amerikalı yazarın kalemine diyecek sözüm yok. Hikaye duygusal, iç burkan cinsten, tercih edilesi. 

hugo cabret kitap yorumu

Zamanın Efendisi Hugo Cabret ve Buluşu: Yetişkinlere göre güncel çocuk kitapları arıyorsanız, tam size göre! Brian Selznick hem çizimleri hem kalemi ile okuyucularına sinema keyfi yaşatmayı hedef edinmiş! Ve bence başarılıydı.
Öksüz, saat tamircisi, obsesif Hugo'nun hikayesi; Paris tren istasyonun duvarları arasında geçiyor. Birinci bölümde babasından gelen mesajı alan Hugo'nun heyecanına, ikinci bölümde ise mesajın ne anlama geldiğine, geleceğini nasıl değiştirdiğine, Fransız sinemasının tarihine tanık oluyoruz.
Hugo'nun dünyasına yolculuk keyifliydi, sıcak yaz günlerinde ise güzel alternatifti hatta okuyamama durumundaysanız önceliğiniz dahi olabilir. 
Mizanpaj, redaksiyon, illüstrasyonlar başarılıydı, iyi iş çıkartılmıştı, biz okuyuculara da tadını çıkarmak düşüyordu. Tavsiyemdir, çoğu yerde de indirimde fırsatı kaçırmayın derim. Acaba kitap kadar filmi güzel mi, izleyen var mı? Oscar ödüllerinin 5'ni toplamış da! Yazarın diğer kitabı Kutup Yıldızı'nı çok merak ediyorum! Sıra ona geldi, bakalım nasıl? 

Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu: Haldun Taner diyorum, daha ne olsun! Her hikayede ayrı keyif aldım. 5 kısa öyküden oluşan kitap, adı ile aynı olan hikayeyle, Kalemdar'ın kendini aynada görüp kişnemesiyle başlıyor, basit gözüken ufak bir olay dünyanın öbür ucundakini bile etkileyebiliyor. Peki Konçinalar; iskambil kağıtlarıyla yapılan alegorik anlatım ve dahası... 
Kalemi ne zor ne kolay, ama can alıcı noktalara temas, ironi çok iyiydi. Tavsiyemdir, okunmalı. 

sis ve öfke sarayı kitap yorumu


Sis ve Öfke Sarayı: İlk kitap, Güller ve Dikenler Sarayı'na, başlangıç için orta, tek düze ilerliyor demiştim, ikinci kitap Sis ve Öfke Sarayı için beklentim fazlaydı, aksiyon seyrindedir diye ümit ediyordum ama maalesef nerede?! Hayal kırıklığı, hüsran!
Neydi, ne olmuş? Arap saçına dönmüş! Ters köşe yapmak istenilmiş ama olmamış, mantık hatası fazla, bir sürü çelişki, değişen ve değişken karakterler, altı doldurulamayan fantastik olayların es geçilip aşkın, fantazilerin baskın oluşu... 640 sayfa bunun için mi?
Feyre'nin hallerini, iç seslerini okudukça hop oturup hop kalktım, başkasını eleştiriyor kendisi aynı şeyleri yapıyor! Kendisiyle o kadar çelişiyordu ki üçüncü kitapta yazar Feyre'yi öldürse çok sevinirim, o derece! Rhysand, yani Rhys gizemli kişiydi, ikinci kitaba saklanmıştı ama eh işte... medeni, seçimlere saygı duyan, baskıcı olmayan liderliğe terfi eden kişi olarak tanıtıldı. Tamlin ise çok basit harcandı, en azından ilk kitabın başkarakteriydi, gösterdiği ilgiye aşık olunulan, uğruna ölünecek adam bir anda, ne olduysa artık, baskıcı, şehvet düşkünü, hain biri oldu. Karakterler böyle iken peki fantastik kısım? Yabalama olayları, iktidar çatışmaları beni heyecanlandırmıştı ama çok kısa sürdü, çünkü esas olan yetişkinler için, +18 lik fantazilerdi.
Yazarın kalemine lafım yok, üslup akıcı ama kurgu çok vasattı, en azından seri kitaplarında gelecek kitabın bir tık önde olmasını bekliyordum ama onun da gerisinde kalmış, puanlamamın da en düşük olacağı bir, ikinci kitap.

piyon kitap yorumu

Piyon; distopik, akıcı, yormayan bir seri arıyorsanız size göre! 17 yaşında sınava girilen, sınav sonucuna göre, I'den VII'ye kadar, insanların mühürlendiği kast sistemi üzerine şekillenen kurguda, IV'ün altında kalanlar için hayat çekilmez hatta ölümle burun burunadır, tüm yollar ise gizemli Başkayer'e gider...
Tek çocuk olayının hakim olduğu fazlalıkların "ekstra" olarak adlandırıldığı Heights'te, "Doe" soyadı ile fişlenen Kitty ve Benjy'in hikayesi... Kitty Doe, sınav sonucu, III olarak mühürlenir, görevi ülkenin en ücra köşesinde kanalizasyon temizlemektir, umudu ise bir ay sonra sınava girecek olan Benjy'nin IV olmasıdır...
Hak etmediği işaretlenme, tercih etmek zorunda kaldığı teklifle Kitty çıkmaza girer ama hem Benjy hem de kendi için reddetmesi çok güçtür. Hele ki teklif, seçimlere rağmen acımasızca hükmeden, sistemin kurucusu Hart Ailesi'nin Başkanı'ndan  geliyorsa...
Nüfus kontrol sistemini yazar güzel işlemişti, tamam biraz acımasızdı ama merakımı celbetti, aksiyon seyrinde ilerledi özellikle finale doğru arttı, zorlayıcı değildi, keyifli bir okumaydı. Şu sıcak aylar için tercih edilesi...

<<<  Ocak aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Şubat aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Mart aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Nisan aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<< Mayıs aylık rapor >>>  buradan <<<

<<<Haziran aylık rapor >>>  buradan <<<



Kitapla kalalım, herkese keyifli iyi okumalar!!!

Kitap yorumlarımı  @bookandcoffee__ adresimden de takip edebilirsiniz!

Goodreads: Kfenomeni

Twitter: Kfenomeni

Facebook: Kore Fenom ve Kore Fenomeni

G+ topluluk sayfamıza da bekleriz: Blog & Blogger Paylaşımları Kore Fenomeni



instagram çekilişi 📢 ÇEKİLİŞ 📢 Merhaba!!! Instagramda hem blogger hem de bookstagrammer arkadaşım Minevradan Notlar yani Kale...

ÇEKİLİŞ | instagram

instagram çekiliş
instagram çekilişi

📢 ÇEKİLİŞ 📢

Merhaba!!! Instagramda hem blogger hem de bookstagrammer arkadaşım Minevradan Notlar yani Kalemfilikitaplik ile çekiliş yapalım dedik. Blogda da paylaşmak istedim! İlk çekilişimiz, belki dikkatinizi çeker! 

Hediyelerimiz için  iki alternatif var!

Bir kişiye;

1. Haryy Potter funkosu + time turner

ya da

2. Pegasus Yayınları'nın yeni kitaplarından Gazak ve Şafak + Az Biraz Mutlu


Şartlarımız detaylı şekilde instagram hesaplarımızda yazıyor, aslında çok basit!


> Benim  @bookandcoffee__ ve arkadaşım @kalemfilikitaplik instagram hesaplarını takip etmek 

> Yorumda hangi grubu seçtiğinizi belirtmek (1mi, 2mi) ve 4 arkadaşınızı etiketlemek yeterli!

>> Ek hak için; #bookfilcekilis tagi ile "bizi etiketleyerek" instagram sayfanızda paylaşmanız! (yani respot)


Çekiliş 27 Ağustos'ta sona eriyor! 

Katılmak isterseniz buraya alalım!

Bol şans!

Kurban Bayramı ’nda sevdiklerinizi ziyaret ederken, yıllar boyunca kullanabilecekleri pratik bir hediye de vermeye ne dersiniz? Yalnız uyar...

Kurban Bayramında Alınabilecek En Güzel Hediye

Kurban Bayramı’nda sevdiklerinizi ziyaret ederken, yıllar boyunca kullanabilecekleri pratik bir hediye de vermeye ne dersiniz? Yalnız uyarayım; bu hediye o kadar güzel ve kullanışlı ki, kendinize saklamak isteyebilirsiniz! Derin dondurucular son derece faydalı cihazlar ve özellikle Kurban Bayramı gibi dönemlerde büyük bir sorunu çözüyorlar: Uzun süreli gıda depolama. Geçen bayram bir derin dondurucu kullanmanın ne denli önemli olduğunu anladım, zira etlerimin çoğunu (bozulmasınlar diye) hemen tüketmek, tüketemediklerimi de dağıtmak zorunda kaldım. Buzdolapları uzun süreli gıda depolamak için uygun bir çözüm değil, en fazla bir hafta içinde et tüm tazeliğini yitiriyor, hatta bozulmaya başlıyor.
Derin dondurucular ile böyle tanıştım ve uzun bir araştırmadan sonra, tercihimi yatay derin dondurucu modellerinden yana kullandım. Yatay olmaları kapaklarının üst kısımda olması anlamına geliyor. Bu tasarım son derece kullanışlı ve pratik: Muazzam bir kullanım rahatlığı ve depolama alanı yaratıyor. Marka konusunda seçim yaparken hiç tereddüt etmedim ve Uğur Soğutma markasını seçtim. Türkiye’nin ilk ve en büyük derin dondurucu üreticisi olan Uğur Soğutma, 63 yıldan bu yana piyasadaki en kaliteli ve en sağlam derin dondurucuları üretiyor. Renk konusunda beyaz ile sınırlı olduğumu düşünüyordum ancak şaşırtıcı bir şekilde çok sayıda renk seçeneğim olduğunu fark ettim. UED 210 A++ isimli model, birden fazla renk seçeneği içeriyor ve ben en çok mor ile gümüş renklerini beğendim. Açıkçası halen karar vermiş değilim ama mor rengi seçecek gibiyim – çok şık duruyor!
 
Tek özelliği şık durması değil elbette, 190 litre iç hacmi var ve emin olun sadece sizin değil, tüm akrabalarınızın gıdalarını depolamak için fazlasıyla yetiyor! UED 210 A++ enerji sınıfına giren bir model, yani hemen hiç enerji harcamıyor ve elektrik faturasının artmasına neden olmuyor. Dolap içi LED aydınlatma sistemi ve elektrik kesilse bile 48 saat boyunca gıdaları korumaya devam etmesi, sevdiğim diğer özellikler arasında yer alıyor. Bu yılki etleri bir sonraki bayrama dek ilk günkü tazelikleri ile depolamaya kararlıyım: UED 210 A++ derin dondurucu sayesinde bu mümkün oluyor! Satın almak isteyenler için bir ipucu da vereyim: http://satis.ugur.com.tr adresinden sipariş verir ve satın alma işlemleri sırasında UGURGUMUS veya UGURMOR indirim kodunu kullanırsanız, ekstra %5 indirim elde ediyorsunuz. Kampanya hakkında detaylı bilgi için BURAYA tıklayabilirsiniz.
                                        
Bir boomads advertorial içeriğidir.

Palto kitap yorumu Selam! Blog yayınlarını ve gezmelerini iyice boşladım ama Haziran ayı aylık raporumla karşınızdayım! Hedefimi bu a...

Okuduklarım | Haziran 2017

Palto gogol
Palto kitap yorumu

Selam! Blog yayınlarını ve gezmelerini iyice boşladım ama Haziran ayı aylık raporumla karşınızdayım!
Hedefimi bu ay yarıladım ama bakalım, hedef gerçekleşecek mi?


Palto, basit bir öykü aslında... Başkarakter Akaki Kakiyeviç silik, horlanan bir memur; katiptir. Petersburg'un sert soğuğuna karşı eskimiş paltosu/çaputu onu koruyamaz hale gelir. Onarmak için terziye götürür ama onarılacak gibi değildir. Terzinin ısrarlarına dayanamaz ve terziden yeni bir palto dikmesini ister. Paltoya kavuşur ama... aması var! Mutluluğu kısa sürer... Peki, nasıl?
Matruşka tarzında bir başyapıt. Her okuyucunun farklı anlamlar yükleyeceği türden! Kimine göre dramatik sonla biten bir masal, kimine göre toplumsal ve ahlaki mesajlar veren bir klasik, kimine göre Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar adlı eseriyle benzerlik gösteren, başkarakteriyle kıyaslanan bir eser. Bakalım size göre hangisi?
Severek, keyifle okudum, kesinlikle tavsiyemdir.

Firefight brandon sanderson
Firefight kitap yorumu

Firefight, Steelheart serisinin ikinci kitabı.  İnsanların özgürlüğü için savaşan birbirinden güçlü Epiklerle mücadelesi yine tam gaz devam ediyor. Herkesin gözü kahraman David'in üzerinde olsa da onun aklı Megan'da! 
Serinin ilk kitabında, buradan göz atabilirsiniz, Newcago'da hiyerarşi sitemi mevcuttu; Steelheart yönetiminde Epikler ve ezilen halk fakat ikinci kitapta, Manhattan'da, yeni Babilar'da düzensizlik hakim ve inanılmaz güçlere sahip Epikler mevcut! Açıkçası "Steelheart neymiş ki bunların yanında!" dedim. Özellikle Yüksek Epik Regalia, Obliteration ve Newton'un gücü, olay olay olay...
Brandon Sanderson bu seri ile katladı ki ne katladı! Daha ilk sayfada başlıyor aksiyon düşünün ilerisini... hayal gücü, olayları bağlayışı, karakterler ve karakterlerin sahip olduğu güçler, mücadele... Dinamik bir heyecan! O kadar sürükleyiciydi ki hele final, muazzamdı, beni çok şaşırttı ve mutlu etti. Tatmin olmanın verdiği coşkuyu yansıtıyorum değil mi? Serinin üçüncü kitabı için sabırsızlanıyorum! Fantastik, aksiyon seviyorsanız, kaçmaz! Zaten Dex yeniden bastı kitapları kaçırmayın! Calamatiy'de görüşmek üzere...

Karanlık Sular paulo hawkins
Karanlık Sular kitap yorumu

Karanlık Sular, Londra'da bulunan Ölüm Göleti'nin hikayesi, bir polisiye. Nel Abbot ölmeden önce yardım istemek için kız kardeşi Julia/Jules'i arar ama Jules aramalarına cevap vermez. Nel'in ölüm haberi gelir ve Jules yaşadığı travma sonucu ayak basmadığı kasabaya geri dönmek zorunda kalır üstelik Nel, kızı Lena'yı ona emanet etmiştir. 
Ölüm Göleti, zulme uğrayan, dışlanan, uyumsuz kadınların cesetlerinin bulunduğu yerdi. Mistik göletin hikayesini araştıran hatta kaleme alan Nel'in cesediyle hikaye direkt başlar. Kitap boyunca başına neler geldiğini, katili öğrenmeye çalışıyorsunuz. Ama karakter sayısı bir hayli fazla, ister istemez not almak zorunda kalıyorsunuz ve hepsinin hikayesi gölet ile ilintili.
Paula Hawkins'ten okuduğum ilk kitaptı, yazarın da ikinci kitabı. Tanık olduğum hikayelerden bazıları etkileyiciydi ama gerilmedim de heyecanlanmadım da. Benim için orta düzeyde bir kitaptı. Trendeki Kızı okumadığımdan kıyaslama yapamıyorum ama her ikisini de okuyanlar neler düşünüyor merak ediyorum!

Kalpsiz marissa meyer
Kalpsiz kitap yorumu

Kalpsiz; Marissa Meyer, sevilen hikayeleri siber ortama uyarladığı, sevilen karakterleri bir araya getirdiği Ay Günlükleri serisiyle bir çoğumuzun beğenisini kazanmış yazar, değil mi? Hayal gücü ile çok şaşırtmıştı, peki seriden bağımsız kitabı Kalpsiz?
Alice Harikalar Diyarı öncesine dayanan, Kupalar diyarındaki en yetenekli pastacı olan genç bir kızın, Catherine Pinkerton'un, nasıl Kupa Kraliçesi olduğunu anlatan kitap.
Kitap her ne kadar uzun tutulmuş olsa da okuması hızlı ve keyifliydi. Sürekli bir orijinallik aradım, "şaşırtmayı seven bir yazar" diye hafızamda yer etmişti ve beklentim o yöndeydi ama nafile, yazar ters köşe yaptı, seyir olması gerektiği gibi ilerledi, şaşırtmaca yoktu, zaman zaman tek düze ilerleyiş sıkmaya başladı ta ki 370'li sayfalara gelinceye kadar, sonrası benim için beklediğim şekildeydi, hele ki final olması gerektiği gibiydi! Beni finalden kazandı ama, aması var?! Bence homojen dağılım yoktu, gelişmede kısır döngüye kapılıp, Cath'in halleri, tepkileri vs., son sayfalarda can alıcı, duygu yüklü kısımlar yüzeysel, bir iki cümleyle geçiştirileceğine daha iyi betimleme yapılsaydı, on numara beş yıldız olabilirdi. Okuyucun hayal gücüne bırakılmış yerlerdi, kısa kesilmişti.
Ay Günlükleri ile kıyaslarsam tabii ki açık ara önde ama Kalpsiz'i de okuyun derim, beklentiyi yüksek tutmadan şans verilesi cinsten!

Hayalperest Munoz Ryan
Hayalperest kitap yorumu


Hayalperest, hayal kurmak insanı zayıflatır mı? Peki gece gündüz hayallerle yaşayan, hayatındaki her bir ayrıntıya önem veren bir çocuk için hayal kurmamak ne derece mümkün hele ki sadece düşlerinde yolculuğa çıkabiliyorsa?
Neftali Reyes, sekiz yaşında yataktan çıkamayan, hasta, ince yapılı bir çocuk ve onun hikayesi... Pam Munoz Ryan'ın kalemi, Peter Sis'in çizimleri ile Hayalperest! Hem duygusal hem eğlenceli, "iyi ki okudum" dediğim bir kitap oldu! Çok sevdim! Hatta yazar, finalde yaptığı sürprizle yüzüme kocaman bir tebessüm yerleştirdi! Sorgulayıcı, düşündürücü genç, yetişkinlere özel sıcacık, samimi kısa bir biyografi tadında.Tavsiyemdir, okunmalı!

Dilek Şurubu micheal ende
Dilek Şurubu kitap yorumu

Dilek Şurubu: Momo, Özgürlük Hapishanesi sonrası sıra Dilek Şurubu'na geldi!.  Kitap bölümleri birbirini kovalayan akrep ve yelkovanla ilerliyor; saat 17.00, 7 saat sonra, yılın son gününde, kilise çanları çaldığında nasıl bir son bekliyor? İyiler mi kazanacak kötüler mi? Heyecanlı bekleyiş...
Hayvanlar Yüksek Şurası tarafından gönderilen iyileri temsil eden iki ajan, karga Yakup Sarsak ve kedi Fellahoğlu Fellah'ın, dünyayı yok edecek kötülükleri yapması için sadece 7 saati kalan İblis Şarlatan ile teyzesi Zalime Vampirsoy'la mücadelesi... Bay Büyücü ile Bayan Cadı'nın amacına en kısa yoldan ulaşabilmesi için tek bir yöntem vardır o da sihirli dilek şurubu. Şurubun hazırlanma süreci, ikili arasındaki çıkar çekişmesi, ikilinin kötü dileklerinin gerçekleşmesine engel olmak için seferber olan minik ajanlar ve ilerleyen saat...
Çok eğlenceliydi, iksir hazırlanırken söylenen sihirli sözcüklerin ahengi, kedi ve karganın tatlı sert atışmaları, kötülüğün hakkını veren teyze ve yeğen, her şey seyrindeydi, buna illüstrasyonlar da dahil! Kitap elimden düşmedi, kısa sürede de bitti. Sanırım Ende'nin bulunabilen kitaplarından biri, tavsiyemdir, umarım siz de en az benim kadar keyif alırsınız! Fantastik ders verici bir kitap arıyorsanız doğru adres; Micheal Ende'nin eserleri! Kabalcı yayınevinden olan bu eserler yeniden basılmalı, lütfen biri duysun!

Çöllerin Asisi Alwyn Hamilton
Çöllerin Asisi kitap yorumu

Çöllerin Asisi: Kitabın arka kapak yazısını okuduğumda bir hayli heyecanlanmıştım çünkü farklı uygarlıkların mitolojisiyle; simurgların, elflerin geçtiği, cinler, cindölleri, kulbastılar, tendeğiştirenler, buraklarla harmanlanmış Binbir Gece Masalları'na kadar uzanan bir kurgudan bahsediliyordu fakat serinin başlangıç kitabı için tanıtımı kadar ihtişamlı değil, orta düzeydeydi.
Armani, teyzesi ve eniştesiyle yaşayan bir çöl kızı, keskin nişancı. Eniştesinin onunla evleneceğini öğrenince hayallerini süsleyen Izman şehrine gitmek ister, kaçış planları yapmaya başlar ama işler istediği gibi gitmez, bir anda kendini gizemli bir adamla, Jin'le, çöl diyarında askerlerden kaçarken bulur ve hayatına, kendine dair gerçeklerle yüzleşir...
Yazarın kalemi akıcıydı, çeşitlilik bol olduğu için sıkılmadım ama bazı yerlerde bana göre kopukluklar vardı, bağlantı kuramadım, her ne kadar anlatım yalın olsa da olay yeterince detaylandırılmamıştı. Sırf bu yüzden kitabı zaman zaman yerdiğim oldu. Bunu birlikte okuduğum........ çok iyi bilir! Ama... yine de bu tılsımlı çöl diyarı, serinin diğer kitaplarıyla daha iyi hale gelecektir diye umut ediyorum!
İlk kitap, yazarın da ilk kitabı, ortaya koymak istediği dünya güzel, heyecan verici illa ki toparlayacaktır... Beklentiyi yüksek tutmadan okuyabilirsiniz, belki siz seversiniz zira grupta fikir ayrılıkları hakimdi, yorumlarına bakmadan geçmeyiniz!!!

Mutlu Prens oscar wilde
Mutlu Prens kitap yorumu

Mutlu Prens 'i, Modern Klasikler Dizisi'nde görünce bir hayli sevindim, buna Alice Harikalar Diyarında da dahil! Mutlu Prens'in çevirmenleri, Hasan Ali Yücel Serisi'ninki ile aynı ama içerik farklı...
Kitapta Mutlu Prens'in yanı sıra  Harika Fişek, Bencil Dev, Bülbül ve Gül, Vefalı Dost adlı kısa öyküler de yer alıyor. Her hikayeden bakalım nasıl dersler çıkartacaksınız? Benim için Bülbül ve Gül hikayesi bir hayli etkileyiciydi.  Keyifle okuyacağınız bir klasik, tavsiyemdir.

Nereyi seversen orası senin dünyandır.
Ölüm, bir kırmızı gül için çok yüksek bir bedel, yaşam ise herkes için değerli.
Parasız Yatılı füruzan
Parasız Yatılı kitap yorumu


Parasız Yatılı, Gül Mevsimidir'den sonra okuduğum ikinci kitap ama Füruzan'ın ilk kitabı ve ödüllü; Sait Faik Hikaye Armağanı'nı kazanmış.
Acılı, sıcak, içten hikayelerin yalın anlatımıyla yine bende iz bıraktı, Füruzan! Kişileri iyi tanımlayarak anlatımda detaylara önem vermişti. Her kişi bir m
12 hikayeden oluşuyor kitap. Kadınlar, göçmenler, çocuklar üzerine kurgulanan umut, sevgi dolu kalpler... Bir kere okunup atılacak türden olmayan hem kısa hem uzun hikayeler, en uzunu da son hikaye Haraç. Parasız Yatılı, Edirne'nin Köprüleri ve Haraç benim için bir tık daha öndeydi!
Öykü yazmanın hakkını veren, Çağdaş Edebiyat'ın kadın yazarlarından olan Füruzan'la tanışmak için ideal bir tercih olabilir, seveceğinizi düşünüyorum, tavsiyemdir.

Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını Keşfediyor
Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını Keşfediyor kitap yorumu

Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını Keşfediyor, evrenin tüm sırlarını keşfetmeye niyetlenen iki arkadaş, sırları bulduğunda neler yapacak? Dünyayı değiştirebilecekler mi? Keşfe hazır mısınız?
Aristo'nun anlatımıyla okuyoruz kitabı. Aristo kendinden 12 yaş büyük ikiz kız kardeş ve 11 yaş büyük erkek kardeşe sahip evin en küçük bireyi. Hayat onun için çok gizemli kendisi de bir o kadar gizemli, içine kapanık ve gizemli dünyasının tek sakini, sınırlarından kimse geçemiyor ta ki Dante ile tanışana dek. Yüzme öğrenmeye gittiği yerde bir araya gelir ikili ve ilişkileri beklenmedik şekilde ilerlemeye başlar... Dante evin gözdesi, tek oğludur, analitik düşünme yeteneği yüksek, çözüm odaklı biri... Gizem meraklısı Aristo için heyecan uyandırıcı! Birbirini tamamlayan arkadaşlık, gizem avcıları! İp uçlarını bir araya getirerek kendi dünyalarına yaptıkları yolculuğa sizi de sürüklüyorlar...
Böyle bir kitap, okuması kolay, bir oturuşta bitecek cinsten, çerezlik. Kitabın ilk yarısı çok eğlenceliydi, arkadaşlık, yazarın kalemi, anlatmak istedikleri, "ben olsam bu şekilde ifade etmek isterdim" dediğim benzetmeler... her şey iyi gidiyordu ama arkadaşlık boyutu, finale doğru beklediğim gibi ilerlemedi, biraz düşük geldi, başka türlü hayal etmiştim, yazarla paralel ilerlemedi maalesef ki! Yine de eğlenceli bir kitaptı ve bu ay okuduğum en hızlı kitaptı! Kafa dağıtmak için, sıcak yaz aylarında okunacak cinsten, bir şeyler ararsanız, tercih edilesi!


<<<  Ocak aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Şubat aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Mart aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Nisan aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<< Mayıs aylık rapor >>>  buradan <<<



Kitapla kalalım, herkese keyifli iyi okumalar!!!

Kitap yorumlarımı  @bookandcoffee__ adresimden de takip edebilirsiniz!

Goodreads: Kfenomeni

Twitter: Kfenomeni

Facebook: Kore Fenom ve Kore Fenomeni

G+ topluluk sayfamıza da bekleriz: Blog & Blogger Paylaşımları Kore Fenomeni




Mayıs ayında okuduklarım Selam, bu ay Londra'da olduğum için yanıma kısa kitaplardan almıştım. 14 kitap okuyabildim. Ve bunları si...

Okuduklarım | Mayıs 2017

yeni çıkan kitaplar 2017
Mayıs ayında okuduklarım
Selam, bu ay Londra'da olduğum için yanıma kısa kitaplardan almıştım. 14 kitap okuyabildim. Ve bunları sizinle paylaşmak istedim.

Beauty and the beast
Güzel ve Çirkin kitap yorumu

Güzel ve Çirkin, masalı bilmeyenimiz yoktur, o yüzden konusuna değinmeyeceğim ama Walt Disney'in film öyküsü olarak sunumu, kitabın kapağı çok güzeldi. Puntosu da büyük olduğu için bir oturuşta bitirdiğim bir kitap oldu. Tavsiyemdir.

Sırça Fanus Slvyia Plath
Sırça Fanus kitap yorumu

Sırça Fanus,  Amerikan edebiyatının melankolik prensesiymiş, Slvyia Plath. Şiirlerini hiç okumasam da tek romanı olan Sırça Fanus'u okudum. Otobiyografi tadında, yaşantısı ile paralel ilerleyen kitap yayınladıktan bir ay sonra Slvyia Plath intihar ediyor, ailesi kitabın yeniden basılmasını istemiyor, fakat bazı bölümler çıkartılarak  basılıyor.
Kalemi iyi, üslup akıcı olduğu için hızlı okunuyor ama herhangi bir aksiyon yok, benim için can alıcı nokta, dolayısıyla biyografi tarzında ilerleyen kurgular zamanla beni sıkmaya başlıyor.
Ester Greenwood başarılı bir üniversite öğrencisidir. Burs ile Newyork'a gelir. Ünlü bir moda dergisinde stajyer olarak çalışır. Arkadaşlarıyla ve eğlence hayatıyla kitabın yarısına geliyoruz ama sonrası depresif haller, tükenmişlik sendromu sonucu intihar girişimleri üzerine ilerliyor. Final ise beni tatmin etmedi, eksikti. Etkileyici miydi? Ben pek etkilenmedim ama haliyeti ruhiyenize göre değişebilir. Bu tarz kitapları moral, motivasyon yerindeyken okumak daha mantıklı diye düşünüyorum. Tercih sizin, psikolojik yönü baskın olan, feminist duygular barından iç dünyaya yolcukları, biyografi türünü seviyorsanız okuyun derim.

Ölüm Korkusunu Yenmek Irvin Yalom
Ölüm Korkusunu Yenmek kitap yorumu

Ölüm Korkusunu Yenmek, İngiltere'ye gideceğim için kısa kitaplar arayışındaydım, ex-kabalcı'da,  rebooklica'da dikkatimi çeken Irvin Yalom kitabı. Arka kapağını okuyunca beklentim bir anda arttı, etkileyiciydi ama elime alınca hevesim kursağımda kaldı. Bu kısa kurgu aslında anı. Mezuniyet sonrası buluşmada karşılaşan iki arkadaştan biri, Bob, suskunluğunu bozar, geçmişinde, gençliğinde yaşadığı korkuyu, hayatta kalma mücadelesini anlatır, ve ölümle yüzleşir.
Psikoterapi tadında işlenen kısacık bir kitap çok fazla detay vermek istemiyorum, içeriği biraz derin, herkesin farklı şeyler yakalayacağını düşünüyorum ama "a bunu mu demek istemiş, nerede?" diyen de olabilir. Kabalcı yayınlarından olduğu için temini kolay mı bilmiyorum, eğer denk gelirse de okuyun derim.

Katip Bartleby Kırmızı Kedi Klasikler
Katip Bartleby kitap yorumu

Katip Bartley, Kırmızı Kedi yayınlarının klasiklerinden de okumak istiyordum, iki kitabını aldım birincisi Katip Bartley ikincisi ise Ceza Sömürgesi. Kitapta Mühürdarlık bürosunun sahibi, avukatın anlatımıyla çalışanlarından Katip Bartley'in enteresan kişiliğini ve hayat felsefesini öğreniyoruz. Katip Bartley verilen işi özenle, kusursuz yapan biriyken zamanla kendisiyle bütünleşen "yapmamayı tercih ederim" sloganıyla işvereninin isteklerini yerine getirmemeye başlar, bir nevi pasif direniş. Bir tarafta yapmamayı, çalışmamayı tercih eden Katip Bartley, diğer tarafta sabrı sınanan işveren, ikili arasındaki gelişmeler... Yine kısa, okuması kolay, yalın, akıcı üslup, tavsiyemdir.

Ceza Sömürgesi Kırmızı Kedi Klasikler
Ceza Sömürgesi kitap yorumu

Ceza Sömürgesi, her sayfasında tüylerimi diken diken eden, "bu kadar da olmaz Kafka, ne yapıyorsun" nidalarıyla ne ara sona geldim bilemedim. Peki, nasıl sindirilir? Kısa, çarpıcı, düşündürücü!
Adı verilmeyen bir adada, suç ve ceza arasındaki ilişkiye Gezgin adlı kişinin aracılığıyla tanık oluyoruz. Yasama, yürütme ve yargının tek kişide toplandığı bir subay, akıl almaz bir mekanizma, suçlu ya ya suçsuz olmasına bakılmaksızın cezaya mahkum edilme durumu üzerine kurgulanan ürpertici bir kitap. Okunası, tavsiyemdir.
 İşlemin haksız ve idamın insanlık dışı oluşundan en ufak bir kuşku duyulmazdı.
Çocukluğun Soğuk Geceleri Tezer Özlü
Çocukluğun Soğuk Geceleri kitap yorumu

Çocukluğun Soğuk Geceleri, Tezer Özlü'nün kalemi ile tanıştım tanışmasına ama "mutlaka okunmalı, çocukluk dönemi bu kadar güzel anlatılırdı" gibi gibi iddialı cümleler kuracağım kitap değildi. Kalemi akıcı, sade ama beni etkilemedi, maalesef. Melankolik durumları okumaktan keyif almadığım için mi yoksa bir şeyleri mi kaçırıyorum, bilmiyorum?

Ölü Kelebeklerin Dansı Hüsnü Arkan
Ölü Kelebeklerin Dansı kitap yorumu

Ölü Kelebeklerin Dansı, Hüsnü Arkan'dan okuduğum ilk eser ama bu bir başlangıç, devamı da gelecek belli ki! Kitap, başlarda anestezi etkisi altında olup da uyanık kalma halini anımsattı bana, heyecanlandım, hatta "Awake" filmi geldi gözümün önüne ama çok başkaydı ve iyiydi.
Ölüler yaşayamaz bunu biliyoruz ama ölü olduğu söylendiği halde, konuşabilen, duyabilen, düşünebilen biri varsa? Ve bu biri ölümünü/öldürüldüğünü hatırlamıyorsa?
Ölümünün on altıncı gününden itibaren günlük tutmaya başlayan Haldun'un hikayesi. Ölümden öncesi ve sonrası arasında geçen döngü... Öldüğü geceyi hatırlamaya, ölümü ise kabullenmeye çalışıyor.
Keyifle okuduğum bir kitaptı, başlangıcı kadar bitişi de tatmin ediciydi. Yazarın kalemi, üslubu akıcıydı. Kurgusu da beni heyecanlandırdı, aradığımı verdiği için mutluyum ve gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.

Ölümü kavramadan hayatı kesinlikle öğrenemezsiniz.
Hayat, her şeyden önce tasarlanması mümkün bir şeydir. Kötü tasarım için bile ruh gücü gerekir.

"Herkes görebildiği ve anlayabildiği kadarıyla yaşar zaten. Fakat aynı zamanda herkes, göremediği ve anlayamadığı kadarıyla bir ölüdür. Yaşam ve ölüm... bunları kim ayırabilir? Şu anda, göremediğin ve anlayamadığın kadarıyla yaşıyorsun sen! Ve yakında, umarım uzun sürmez, görebileceğin ve anlayabileceğin gibi, bir ölüsün.."

Adı Dilimin Ucunda Pascal Quignard
Adı Dilimin Ucunda kitap yorumu

Adı Dilimin Ucunda, "Dünyanın Bütün Sabahları" adlı eseri ile bilinen Pascal Quignard, 2002 yılında Goncourt ödülünü alan Fransız edebiyatının önemli yazarlarındandır. Adı Dilimin Ucunda ile Pascal Quignard eserlerine başlamak istedim. Keyifle okuduğum bir masaldı. Masaldan sonra Medusa üzerine kısa inceleme ve konuyla ilintili felsefi yaklaşımlarla harmanlanan bölümler yer alıyor. Tavsiyemdir.

Tüm adlar dilin ucundadır. İşin sanatı, gerektiğinde onları çağırabilmek, minicik ve kapkara bedenleri böylelikle yeniden canlandıracak bir sebeple çağırabilmektedir.

Yazmak yitirilen sesi duymaktır.
Kırmızı Pazartesi Gabriel Garcia Marquez
Kırmızı Pazartesi kitap yorumu

Kırmızı Pazartesi, Gabriel Garcia Marquez'den okuduğum ilk kitaptı. Yaşanmış bir olayı kaleme alıyor, Marquez, namus cinayeti.
Cinayetin işleneceği zaman hatta cinayeti kimin işleyeceği dahi bilinmesine rağmen kayıtsız kalma, göz yumma durumu. Bir tarafta şüpheli, bir tarafta katil olmak istemeyen ama onuru, gururu için mecbur bırakılanlar... Cinayetin arka planı, toplumun ruh hali, halkın ortak davranış şekli, yargısız infaz, hazin son.
Hikaye her ne kadar Kolombiya'da geçiyor olsa da bizde de aynı durumlar maalesef ki hala var, bu yüzden verilen tepkileri yadırgadım ama batıl inançlar, adetlerin benzerliği beni şaşırttı. Kurgu daha ilk cümleden kendini ele verince geriye detaylar ve yazarın kalemi kalıyor, sevilmesi de bundandır. Tavsiyemdir.

Bana bir önyargı verin dünyayı yerinden oynatayım.
Bazen Bahar Melisa Kesmez
Bazen Bahar kitap yorumu

Bazen Bahar, Melisa Kesmez'in ödüllü kitabını nihayet okuyabildim. 10 hikayeden oluşan bir kitap. Hikayeler etkileyici, dokunaklı... illaki kendinizden bir şeyler buluyor, başkarakterlere kendinizi dahi koyabiliyorsunuz. Bir o kadar samimi, içten dökülmüş cümleler, kelimelerin raksı... Benzetmeler beni benden alan kısımdı, çok iyi tasvir edilmişti, "bu kadar güzel tanımlanabilirdi" demeden edemedim. Edebi yönü olsun, yerli olsun diyorsanız gözü kapalı alıp okunası, tavsiyemdir. Kesmez'in üslubu ile tanışmalısınız!
Hayat, bazen bahar...
Yaşanmış hikayelerden açılan boşluğa, yaşanacak hikayeler gelip oturacaktı birazdan.
Matmazel De Scudery ETA Hoffmann
Matmazel De Scudery kitap yorumu

Matmazel De Scudery, klasik olmanın gerektirdiği noktalar üzerinde derinleşen bir novella, kısa kitap. 14. Louis döneminde geçen hikayede, ileri gelen, asilzadelerden yazar Matmazel de Scudery 'in bakış açısıyla akıl almaz cinayetin çözümlenme şeklini, katilin kim olduğunu öğreniyoruz. Yazarın kalemi akıcı, sürükleyici ki çeviri de iyiydi, kolay okunabilir bir klasik. Tiyatro, opera ve sinemaya uyarlanan bu eseri okumanızı tavsiye ederim.
En korkunç vesveseler en kutsal bağları koparıyordu. 
İnci John Steinbeck
İnci kitap yorumu

İnci, John Steinbeck'ten etkileyici, masalımsı novella. Sade, yalın anlatımla fakir, inci avcısı Kino'nun hikayesi; iyi kötü, ezen ezilenlerin olduğu, tutku ve umudun yanı sıra açgözlülüğün, zulmün hikayesi de. İncinin uğuruna inanan, elindekiyle daha iyi yaşantıyı arzulayan Kino'nun,  incinin lanetini yaşatanlarla mücadelesini merakla, bir çırpıda okudum ve sonuna inanmak istemedim. Etkisini hiçbir zaman yitirmeyecek edebi eserler arasında yer alan kitap, okunmalı diyorum.

Gizli Başyapıt Balzac
Gizli Başyapıt kitap yorumu

Gizli Başyapıt, offf Balzac etkisi!!!... Soluksuz okuduğum kısa metindi. Giriş kısmında Samih Rıfat diyor ki " Bu olağanüstü metni ilk kez okuyacakları kıskanıyorum!" böyle iddialı cümlelerle beklentim ayyuka çıkınca çoğu zaman tatmin olamıyorum ama bu sefer aksine, şaşkınım, ne güzeldi.
Efsanevi öyküde başkahraman Frenhofer'e, hayran kalmamak elde değil, mükemmeli, kusursuzluğu arayan ressam... Onun için eserlerde birebir yansıtmak, taklit etmek yerine ruhu dışa vurmak esas olan! Bulguları, tutkusu, eleştirileri, soyut sanat kavramı...
İnce ve derin bir eser, klasik. Zorlamıyor, ama her cümle de yoğun! Tasvir ve felsefik yaklaşımlarla süslenmiş, modern sanat öyküsü okunmalı diyorum, tavsiyemdir.


Kırmızı Defter Paul Auster
Kırmızı Defter kitap yorumu

Kırmızı Defter, rastlantı, mucize üzerine kurulu, garip ama gerçek, yaşanmış hikayelerin derlemesiyle oluşan kitap, Londra metrosunda git gel yaparken bitti, gitti. Okuması keyifli, samimi içten hikayeler akıcı üslupla kaleme alınmış! Hikaye okumayı seviyorsanız güzel bir tercih ve yazarın dünyasını anlayabilmek için de iyi bir başlangıç olabilir, çünkü kendi hayatından kesitlere de yer vermiş, okudukça şaşıracağınız yerler de muhakkak olacaktır, sürprizli, albenili, okumaya değer! Hikayeleri okuduktan sonra yaşadıklarımı ve etrafımda tanık olduğum yaşantıları düşündüm, tesadüflerin gizemini bir yere not etmek istedim. Etkileyici! Bir başka Paul Auster kitabında görüşmek üzere...

Cebinde bir kalem varsa, büyük olasılıkla bir gün onu kullanmaya başlamak gelecektir içinden.
<<<  Ocak aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Şubat aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Mart aylık rapor  >>>  buradan  <<<

<<<  Nisan aylık rapor  >>>  buradan  <<<



Kitapla kalalım, herkese keyifli iyi okumalar!!!

Kitap yorumlarımı  @bookandcoffee__ adresimden de takip edebilirsiniz!

Goodreads: Kfenomeni

Twitter: Kfenomeni

Facebook: Kore Fenom ve Kore Fenomeni

G+ topluluk sayfamıza da bekleriz: Blog & Blogger Paylaşımları Kore Fenomeni